Kayıtlar

Rumours

Resim
Her ne kadar yazının konusu Fleetwood Mac olsa da aslında tüm meselenin başlangıcı 1960 ortalarının caanım Londra'sına dayanır. Bluesbreakers, adı sanı duyulmuş olsa da önemi asla anlaşılamamış, "varlığım varlığına armağan olsun"vari bir gruptur  ve kurucusu John Mayall da yolu blues veya rock müzikten geçmiş herkesin şükran sunması gereken birisidir. Eric Clapton, Mick Taylor (Stones), ilahım Jack Bruce, Andy Fraser (Free), Kevin McCormick (Tull), Aynsley Dunbar (Journey, Bowie) ve daha birçok değerli müzisyeni piyasaya kazandıran ya da parlatan, adeta bir müzik okulu olan Bluesbreakers'ın saflarını değişik tarihlerde de olsa dolduran John McVie (bas gitar), Mick Fleetwood (davul) ve Peter Green 1967 yılında bir blues grubu kurar.    Altını çizelim, Peter Green birçok müzik otoritesine göre İngiltere'den çıkmış en iyi blues gitaristlerindir. Kendine has karakteri, arka manyetiğini ters takıp sesini değiştirdiği yine kendine has gitarı ile rock müziğin mu...

Issız Adaya Düşsem Vol.2

Resim
Odyofillerin hobileri arasında albüm listeleri yapmak önemli bir yer tutar.. Sabah uyanınca dinlenecek albümler, duşta dinlenecek albümler diye uzayıp giden listelerin belki de en keyiflisi ıssız bir adaya düşsek yanımıza alacağımız albümlerdir. Sayı kaç olursa olsun mutlaka yanıma alacağım albümlerden biri Deep Purple-Machine Head'dir. Trilyon kere dinlediğim ve hala dinlemekten çok büyük keyif aldığım albümle ilgili sayısız anekdot var, yeri geldikçe araya sokuştururum. Machine Head, birçoklarına göre hafif siklet kabul edilen Fireball sonrası süperstarlığa adapte olan grubun altıncı albümüdür. In Rock ile kemikleşen ve harcayabileceğinden fazla para kazanmaya başlayan DP İngiliz vergi sisteminin katılığı sebebiyle dönemin diğer birçok grubu gibi albümlerini yurtdışında yapma kararı alır. 1971 yılı sonunda yapılması planlanan albümün yakınlık ve vergilendirme rahatlığı sebebiyle İsviçre'de tamamlanması kararlaştırılır. Albümde yer alacak birçok parçayı halihazı...

Between Flesh and Divine

Resim
Grubun kökleri lise yıllarından beri tanışan ve birlikte müzik yapan (hatta ödüle bile layık görülen) üç arkadaşa dayanır. 1973 yılında Fransa'ya eğitime giden Eril Tekeli, Setrak Bakırel ve Can Kozlu ortak paydaları müzik çerçevesinde çalışmalar yapmaya, iki ve bazen de üçlü olarak sahne almaya devam eder. Jean Philippe Bottier'nin de katılımı ile oluşan gruba Asia Minor Process adı verilir. 77 senesinde ayrılan Kozlu'nun yerine henüz 17 yaşında olan Lionel Beltrami alınır ve onun tavsiyesiyle grubun adı Asia Minor olarak kısaltılır. Devam eden zamanlarda Bottier'nin yerine Paul Levy gruba dahil edilir. Tekeli ve Bakırel liderliğinde grup kendi bestelerini yapmaya, yaratmaya hız verir. Konserler veren ve ilgi toplayan Asia Minor bu süreçte birçok zorlukla karşılaşır. Menejeri dahi olmayan grup plak şirketlerinden red cevabı almaktan sıkılır ve kendi albümlerini kendileri çıkarmaya karar verir. Çalışmalar başlamadan kısa süre önce gruptan ayrılan Levy'nin yer...

Dark Side of the Moon

Resim
1973 yılının Mart ayında Pink Floyd'un sekizinci albümü müzik dükkanlarında yerini alır. Siyah kapağın üzerinde ışığın yansımasını gösteren bir prizma vardır sadece, o kadar. Led Zeppelin'in 1971 yılında IV albümünde yaptığı numara gibi kapakta grup/parçalar ile ilgili hiçbir ibare yoktur. İğnenin plağa değmesi ile dünya var oldukça devam edecek bir fenomen başlar o da Dark Side Of The Moon'dur. 90'lı yılların ortalarında Rock Kazanı diye bir dergi çıkardı yarı tabloid ebadında, bizim de müziği yeni yeni tanımaya başladığımız ortaokul dönemlerimize denk gelir. CD'yi rica minnet yurt dışına gidenlerden dilenir, kapağı fotoğraf filmine basılmış (ve inadımıza asla düzgün katlanmayan) kopya ve paramız yettiğinde alabildiğimiz orjinal kasetler ile gözümüzü açtığımız dönemlerdir aşağı yukarı ve yanılmıyorsam ilk kez o dergi sayesinde DSOTM'den haberim olur. 20'nci yılı anısına yazılmış kısa bir yazıdır aslında ama keşfetmenin merağı/heyecanı ve memleketteki...

Star Wars Albümü

Resim
Takvimler 1972 yılının Mayıs ayını gösterdiğinde plak dükkanlarında ilginç bir albüm satışa çıkar. Kapağında, elinde mızrak ve başında miğfer tutan bir adamın tepeden aşağı bakan görüntüsü vardır. Arka kapakta ise ayni manzaranın devamı ve gökte belirsiz ufo benzeri bir cisim vardır.  Bu kapak çocukluk hatıralarımda yerini almış olan bir kapaktır ve miğferli figür de her nedense çocuk beynimde Star Wars çağrışımı yapmıştır. Albüm, 1972 yılında Yılın Albümü seçilen Wishbone Ash'ın Argus albümüdür. 1960'ların sonunda İngiltere'de kurulan grup 1970 yılında bir Deep Purple konserinde alt grup olarak sahne alır ve Purple gitaristi Blackmore grubu Decca plak şirketine önerir. Dört albümlük anlaşma imzalayan grup 70 ve 71 yılında ilk iki albümlerini çıkarır. Blues-rock kalıplarında parçalar içeren albümler müzikalite açısından başarılı bulunur. Gitarlarda Andy Powell ve Ted Turner, bas gitarda Martin Turner (Ted ile akrabalık yoktur) ile davulda Steve Upton'dan ...

Kulashekhara

Resim
Modern müziğin en güzel ve en verimli zamanlarının 60'ların ortalarından başlayıp 80'lerin başında bittiğine dair epey argüman sunabiliriz.  Gerçekten de objektif olarak bakarsak o iğrenç elektronik/tekno baterilerin, omuzları vatkalı (niyeyse) kolları dirseğe kadar sıvanmış fıstık yeşili erkek ceketlerinin, pantolonların içine sokulan bol kazakların başrol oynadığı, en iğrenç örneklerinin Almanca konuşan ırklar tarafından icra edildiği 80'ler kimse kusura bakmasın ama sadece komiktir. Zaten gittiği yolun yol olmadığını anlayıp 90'ların başında yeniden toparlanan müzik endüstrisi de yeniden dinlenebilir, güzel müziklere dönüş yapar.  Eş zamanlı olarak yine o dönemlerde, lise arkadaşı olan gitarist Crispian Mills ve bas gitarist Alonza Bevan 1991 yılında Objects of Desire isimli bir grup kurar. Zengin bir aileden gelen, anne ve babası boşanmış olan ve aile problemleri yaşayan Mills iki yıl sonra gruptan ayrılır ve Hindistan'ın yolunu tutar. Hinduizm ...

Come Away With Me

Resim
Müzik dinlemek bir kültür ve birikim meselesidir. Müzik zevki ve kültürü zaman içerisinde evrilebilen, yontulabilen ve gittikçe güzelleşen bir durumdur. Müzik ile ilgilenen herkes kendi zevklerinin, tarzlarının zaman içerisinde daha rafine hale geldiğini söyleyecektir. 25 yıl önce Metallica-Megadeath-Maiden ekseninde başlayan gürültülü yolculuğum bugün çok geniş ve esnek bir klasik rock, popüler müzik ve jazz ekseninde dönmektedir. 15 yaşındayken Eagles ile dalga geçen bendeniz yılsonu itibariyle hayırlısıyla doğacak kızlarımdan birinin adını Norah koymayı planlıyorum, belki sesleri ya da yetenekleri benzer.. Bu yazının konusu evinde sayısız diğer ödüller yanında 9 (yazı ile dokuz) adet de Grammy ve bir de Brit heykelciği bulunan, albümleri 50 milyonun üzerinde satmış, Billboard dergisi tarafından milenyumun ilk en önemli jazz sanatçısı ilan ettiği Norah Jones. Annesi prodüktör Sue Jones, babası ise benim en favori Beatle'ım George Harrison'un dünyaca ünlü sita...