Starsailor
Bir dostumun ricası üzerine plak olarak bulunması daha kolay ve nispeten daha az masraf gerektirecek yeni albümleri de aralara serpiştirmeye karar verdim.
Daha önce de muhtemelen bahsetmiş olduğum gibi yağmurlu havalarda mutlaka Jethro Tull dinleme alışkanlığım vardır. Tull yanında özellikle böyle havalarda daha da lezzetlenen bir albüm daha var, o da Starsailor'un Love Is Here albümüdür.
Wigan and Leigh College'de müzik eğitimi almakta olan sınıf arkadaşları davulcu Ben Byrne ile bas gitarist James Stelfox bölgede bilinen ve sevilen bir grupta çalmaktadırlar. Rivayete göre bir gün vokalistleri hastalanınca James Walsh'u gruba davet ederler. Diğer bir iddiaya göre Walsh aslında kendi kendini gruba davet ettirmiştir.
Gitar çalıp vokal yapabilen, gerçekten güzel bir ses tonuna sahip Walsh aynı zamanda beste de yapıp şarkı sözü de yazmaktadır. Walsh'un diğer bir özelliği ise takıntı seviyesinde Jeff Buckley hayranı olmasıdır.
Üçlü gruba uygun bir gitarist ararken klavyeci Barry Westhead gruba katılır. İlk çalışmada kalitesini gösteren Barry'nin çalma stili grubun kendine has sade fakat dolu soundunu ortaya çıkarır ve grup gitarist aramaktan vazgeçer, vokalist Walsh gitarist görevini de üstlenir.
Bu arada Walsh'un ısrarı üzerine grup Waterface isminden vazgeçer ve aslında bir Tim Buckley albümünün adı olan Starsailor'da karar kılar.
Yerel ve bölgesel konserler vermeye başlayan ve hatırı sayılır şekilde ünlenen grup araya tanıdıklar koyarak (Kıbrısta yaygın olduğu gibi) İngiltere'nin en ünlü ve büyük müzik festivallerinden biri olan Glastonbury Festivalinde yeralır.
Ayni yıl EMI plak şirketi ile anlaşmalar imzalanır ve grup albüm kaydı için stüdyoya girer. Önceden kaydetmiş oldukları parçaları tekrardan kaydederler. Niyetleri çıkaracakları albümün bir bütünlük içerisinde dramatik ve melankolik bir havada olmasıdır ki bunu çok güzel becerirler.
İngiliz albüm listelerinde ikinci sıraya kadar yükselen, pek de sevmediğim NME dergisi tarafından yılın en iyi yeni ve en iyi beşinci albümü seçilen Love Is Here her yerde duyulmaya ve çalınmaya başlar. Eskiden Oxford Street'in en başında, şimdi Primark olan çok katlı binanın Virgin Music olduğu dönemlerde albümün gün içinde defalarca çalındığını ve herkesin çalışanlara bu albümü sorduğunu hatırlarım.
Albüm A1 Tie Up My Hands ile açılır. İlk defa grubu dinleyenler için gerçekten güzel bir deneyimdir bu albüm. Parça kapalı bir sound ile başlar, mırıldanma gibi giren vokal akustik gitar ile ağıta dönüşür. Adım adım yoğunlaşan parça dinleyiciyi bir sis bulutu gibi sarar.
A2 Poor Misguided Fool albümün en fazla bilinen ve radyolarda en fazla çalınan parçasıdır, grubu veya albümü bilmeseniz de bu parçayı mutlaka duymuşsunuzdur. Grubun kendine has ve yerleşmiş orjinal soundunun aşırıya kaçmadan çalındığı parçalardandır. Yalnızlık ve uyuşturucu bağımlılığına inceden göndermelerin yapıldığı parçada piyanonun vokale yaptığı eşlik bugün bile dinlendiğinde keyif verir.
A3 Alcoholic Starsailor'un müzik kurgusunu anlatan ders niteliğindedir. Ağdalı ve ürkek bir vokal üzerine melankolik bir piyano ile başlayıp bas ve davul ile hızlanan, yükselen vokal ile doruğa ulaşıp yine sessiz sakin biten parçalarından sadece biridir.
A4 Lullaby (ninni) adına yakışır şekilde melodik ve diğer şarkıların aksine depresif olmayan fakat her nedense single olarak yayınlanıp listelere giremeyen bir parçadır. Albümdeki ilk keyboard ve ilk gitar solosu da bu parçadadır.
B yüzü Fever ile açılır. Albüm tamamlanıp piyasaya çıkmadan önce single olarak çıkan parçadır B1 Fever. İngiltere'de ilk yirmiye girmiş, grubun kendine has ve orjinal soundunu kitlelere tanıtmış ve ciddi bir merak uyandırmıştır.
B yüzündeki parça yapısı değişkenlik gösterir. Fever ve She Just Wept ile yavaşlayan albüm mükemmel bir parça olan Talk Her Down ile devam eder. Tam da bu noktada yalnızlık ve kalp acısı çekenler için bir uyarı yapmak gereklidir. Genelde melankolik modda olan parçalar çoğu zaman madde kullanımı ve ayrılık temalıdır ve dinleyiciye, hele de tavsiye ettiğim gibi yağmurlu bir havada dinleniyorsa, ciddi sorun çıkarır.
B3 Talk Her Down bana göre en güzel 5 Starsailor parçasından biridir. Yalnızlık-ruh eşini bulma-kaybetme-lanet olası yalnızlık dalgasını çok güzel anlatır,
" I was hiding from the weather,
She was recently estranged,
When she put me back together,
Didn't even know her name "
B5 Good souls albümde melankolik olmayan tek parçadır. Grubun ful "maraz" grubu olmadığının, normal parçalar da yapabileceğinin yegane göstergesidir.
B6 Coming Down mükemmel bir kapanış parçasıdır. Vokal ve akustik gitarın ne kadar etkili olabileceğini gösterir. Sözleri de bıçak gibi olan parçayı milyon defa dinlesem usanmam. Kısacık bir parçanın karakteristik bir vokal ve şairane sözlerle neler yapabileceğine bir kanıt, neredeyse bir Knocking On Heaven's Door kalibresinde bir eserdir. Diğer bir özelliği de bu parçada hidden track bulunmasıdır. Parça bittikten sonra plak ya da cd durdurulmayıp dinlenmeye devam edilirse grubun kaydettiği mırıldanmalara Walsh'un attığı kahkaha duyulabilir.
Başta da söylediğim gibi yağmurlu havalarda elde kahve tercihen trafik sesi yerine ağaç uğultularının olduğu bir yerde yağmuru izleyip toprak kokusunu içimize çekerken dinlenebilecek en güzel albümlerden biridir.
Odyofil Notu: Albümün Discogs'da sadece 27 versiyonu var ve bunların sadece 2 tanesi plak, dolayısı ile kolleksiyonuna katmak isteyenler için kolay bir albüm. Bendeki baskı orjinal 2001 ve ses kalitesi iyi. Dönemin kayıt teknikleri (2000'ler başı, aslında çok da yakın değil) ve ekipmanları göz önünde bulundurulursa kalite gerçekten iyi ve temiz bir kopya 30-50 Euro arası.
2015 baskısına bakıldığında Almanya'daki Optimal tarafından basılmış olması, matrix'te Abbey Road'un son dönemdeki en popüler mühendisi Miles Showell'in adı olması kağıt üzerinde bu versiyonu daha değerli gösterse de hem Discogs hem de başka platformlarda bu baskının kötü olduğu söyleniyor. Abbey Road'un adının geçtiği son dönem tüm baskılarda kalite sorunu olduğu malum, bu versiyondan uzak durulması iyi olabilir.
Odyofil Notu: Albümün Discogs'da sadece 27 versiyonu var ve bunların sadece 2 tanesi plak, dolayısı ile kolleksiyonuna katmak isteyenler için kolay bir albüm. Bendeki baskı orjinal 2001 ve ses kalitesi iyi. Dönemin kayıt teknikleri (2000'ler başı, aslında çok da yakın değil) ve ekipmanları göz önünde bulundurulursa kalite gerçekten iyi ve temiz bir kopya 30-50 Euro arası.
2015 baskısına bakıldığında Almanya'daki Optimal tarafından basılmış olması, matrix'te Abbey Road'un son dönemdeki en popüler mühendisi Miles Showell'in adı olması kağıt üzerinde bu versiyonu daha değerli gösterse de hem Discogs hem de başka platformlarda bu baskının kötü olduğu söyleniyor. Abbey Road'un adının geçtiği son dönem tüm baskılarda kalite sorunu olduğu malum, bu versiyondan uzak durulması iyi olabilir.
*2018 yılında GAK TV haber portalında yayınlanmıştır
Yorumlar
Yorum Gönder